Blog

Baskılı Tişörtler ve Sağlıkta Tehlike

Baskılı Tişörtler ve Sağlıkta Tehlike

İnsan sağlığını tehdit eden plastisol boyalar gerek tüketicinin bilinçsizliği gerekse
sağladığı maliyet avantajları sebebiyle hala çok yoğun olarak kullanılıyor. AB bu
konuda dünyanın en hassas pazarı durumundayken iç pazar neredeyse tamamen plastisole mahkum olmuş durumda.

Son yıllarda hazır giyimde baskılı ürünlerin kullanımındaki artış, bu ürünlerin
insan sağlığı açısından bir tehdit oluşturup oluşturmadığı tartışmalarını da beraberinde
getirdi. Bunun nedeni, “plastisol” adı verilen ve belirli bir oranın üzerinde kullanıldığı
takdirde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen bir boya. Plastisol boyalara karşı,
Avrupalı kullanıcıların bilinçlenmesi satın alma taleplerini de önemli oranda değiştirdi.

Tüketicinin talebi

İnsan sağlığı açısından büyük tehlikeler taşıyan plastisol boyaların kullanılıp
kullanılmamasını belirleyen en önemli faktör tüketici talebi. Çünkü üretim aşamasında
kullanılacak boyanın özelliklerini üretici firmalar değil, siparişi veren markalar
belirliyor.

İhracatçılar dikkatli

Plastisol ve benzeri boyaların yarattığı sağlık tehdidi karşısında hassasiyet geliştiren
Avrupalı tüketicinin talebi doğrultusunda satın almacılar da üretici firmalardan
ürünlerin içinde sağlığa zararlı madde bulunmadığının ispatlanması için Eko-Teks
100 belgesi almış olmalarını talep ediyor. Bu nedenle, özellikle Avrupa’ya ihracat
yapan tekstilciler, kullandıkları boyanın içeriğine dikkat ediyor ve bu özeni, sertifika
alarak belgeliyor. Özellikle, çevre örgütü Greenpeace’in, mağazalarda satılan tüm
markaların ürünlerini testlere tabi tutarak, bu testlerin sonuçlarını kamuoyuna
açıkladığını belirten ürünlerin su bazlı boya ile basılması yönünde talepte bulunuyorlar.
Peki ama eğer Plastisol gerçekten insan sağlığına zararlıysa neden kullanılıyor?
Uzmanlar bunun sebebini maliyet olarak açıklıyor. Plastisol boyaların daha akışkan
olduğunu, bu sebeple daha az işçilik gerektirdiğini, bunun da maliyetleri düşürdüğünü
açıklıyor?

Öko-Tex 100 nedir?

Ekolojik dengeyi bozmadan, insan ve çevre sağlığına zarar vermeden üretilebilen,
kullanılabilen ve yok edilebilen ürünlere eko-tekstil ürünler deniyor. Üretim ekolojisinin
karmaşık, çok yönlü, zor denetlenebilir olması ve tüketicilerin özellikle insan
ekolojisi ile ilgili duyarlılıklarının artması ile kuruluş ve enstitüler, çalışmalarını
öncelikle insan ekolojisi üzerine yoğunlaştırmışlar. Tekstil ürünlerinin ekolojik
olarak üretilmesi ve kullanılabilmesi için çeşitli kesimler tarafından birçok etiket
ve standart çıkarılmış. Tüketiciye güven vermek amacıyla geliştirilen sistemler
içerisinde en yaygın şekilde kabul görmüş olanı, Almanya’da geliştirilen “Eko-Teks
Standart 100″ etiketi. Türkiye’de de eko-tekstil denince ilk akla gelen standart
olan Öko-Tex 100 standardı. Bu sertifikaya sahip firma sayısı ülkemizde 500′ü aşmış.
Tüm dünyada bu sertifika ile belgelendirilen ürünlerin sayısı ise 30 binden fazla.
Diğer taraftan AB ülkelerinde, büyük alışveriş merkezlerinde bebek giysilerinde
yüzde 98, iç giyimde de yüzde 95 oranında Öko-Tex 100 standardına geçilmiş durumda.

Peki ya Türkiye

Henüz iç pazarda bu anlamda bir tüketici bilinci oluşmuş değil. Bu sebeple ürünlerin
Öko-Tex 100 standartlarına uygunluğuna yönelik sertifika alanların tamamı ihracatçı
firmalar. Özellikle 2005 yılında kotaların kalkmasıyla daha da ayırt edici bir özellik
haline gelmesi beklenen, su bazlı boya kullanılması konusunda Türk tüketicisinin
bilinçlenmesi gerektiğinin altını çizen uzmanlar, “İç piyasaya yönelik üretimlerde,
çok istisnai bir durum olmadığı sürece plastisol boya kullanılıyor” diyerek, talebin
arzı şekillendirdiğini ifade ediyor.

Global bakış ve Çin tehdidi

Emprime alanında kullanılan boyalar incelendiğinde dünya nüfusunun %90′ına yakınının
plastisol boya kullanılan ürünleri giydiğini belirten uzmanlar, “Neredeyse Avrupa
dışında su bazlı boya kullanılmış ürünleri talep eden bir pazar olmadığı için üreticiler
de plastisol boya kullanmayı tercih ediyor” diyor. Bu durum, promosyon ağırlıklı
bir üretim anlayışına sahip olan ABD’de bile böyle. Plastisol boya kullanımı tahmin
edilebileceği gibi Çin’de de son derece yüksek.

Kanser riski PLASTİSOL boyalar, özellikle bebeklerde ve küçük yaştaki
çocuklarda, hormonal büyümeyi ve cinsel gelişimi olumsuz etkiliyor. Daha da önemlisi,
belirli bir oranın üstünde kullanıldığında kanser riski taşıyor. Ayrıca doğaya karışma
süresinin uzunluğu sebebiyle çevre sağlığı açısından da büyük bir tehlike. Uzmanlara
göre bu maddelerin hepsi toksik (zehir) etkisi yaratıyor ve bu maddelerin, giysiler
ve ter yoluyla vücutla düzenli teması, bağışıklık sistemini harap ederek, mide,
kolon, mesane ve karaciğer kanseri risklerini artırıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.