Blog

Öko Tex 100 mü o da ne ?

12.HTR.05511-en

Öko Tex 100 Sertifikalı ürün kullanımını önemsiyor ve bu konuda tüketicilerin bilinçlendirilmesini destekliyoruz.

www.oeko-tex.com/tr

ÖKO TEX 100 mü? O DA NE?

Türkiye, son yıllarda yoğun olarak gıda güvenliğini tartışırken,
bir başka büyük tehlike sessiz sedasız sağlığımızı tehdit ediyor. Tekstil ürünlerinde
kullanılan kanserojen etkili boya ve kimyasallar, ter yoluyla vücuda nüfuz ediyor
ve en az gıda maddelerindeki kimyasallar kadar sağlığımızı tehdit ediyor. Avrupalı
firmalar Türkiye’den Eko-Teks 100 sertifikası olmayan ürünü almıyor, ama iç piyasada böyle bir talep yok.

Kanserojen etkili azo boyar maddeler, alerjik kumaş boyaları ve kumaşın terbiyesi
ya da son işlem sırasında kullanılan ağır metal içeren maddeler, üzerimize giydiğimiz gömlekle, tişörtle terleme yoluyla insan vücuduna giriyor ve birikerek DNA üzerinde etkili oluyor. Bu etki, bağışıklık sistemini etkileyerek kansere yol açabiliyor.

Türk insanı, “Yediklerim ne kadar güvenli” sorusunu yeni yeni sormaya başladı. Ancak “Giydiklerim ne kadar güvenli” sorusuna tamamen yabancı. Oysa pek çok Avrupa ülkesinde tüketiciler, “Bu tişört alerji yaptı, bu kazak egzamaya neden oldu” diyerek markalar aleyhine açtığı davalardan büyük tazminatlar kazanıyor. Avrupalı hazır giyimciler, itibar ve para kaybına neden olan bu sorunları önlemek için üretim yaptırdıkları firmalardan her gün daha fazla garanti istiyor. Avrupa ve ABD’deki büyük perakende zincirlerinin, ithal ettikleri tekstil ürünlerinde aradığı “Öko-TeX 100″ ölçütleri, Türkiye’deki tüketiciler tarafından bilinmiyor ama Avrupa’nın en büyük tekstil tedarikçisi olan Türkiye’de üreticiler harıl harıl bu konuyu tartışıyor. Başta Almanya, Avusturya, Fransa ve İsviçre Öko-TeX 100 belgesi olmayan tekstil ürünlerini ithal etmiyor.Türkiye de başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın en büyük tekstil tedarikçisi olduğu için şirketler özellikle ihraç ürünlerinde bu standardı uyguluyor. Bu iyi bir gelişme olmakla birlikte, tekstilde iç pazara ilişkin herhangi bir kontrol mekanizması olmadığı için yurtdışına ekolojik ürünler gidiyor, iç pazar ise bilinçsiz ve denetimsiz ürünlere boğuluyor. Bu ürünleri Eko-Teks 100 belgeli ürünlerden ayırmanın en kolay yolu ise renk verip vermediklerine bakmak. Renk veren ürünlerin %100?e çok yakın bir kısmı kanserojen boya ihtiva ediyor.

Dünya hazır giyim sanayinin gündemine 10 yıl önce giren Eko- Teks 100 standardı,
tekstil ürünlerinin üretim ve boya sürecinde kanserojen, toksik etki ve alerjik
maddelerden arındırıldığının garantisini veriyor. Ürünler dört ayrı kategoride inceleniyor; bebek ve küçük çocuk ürünleri, deri ile temas eden tekstil ürünleri, deri ile temas etmeyen ürünler ve ev tekstili ürünleri. Ürünün tene temas eden alanı arttıkça o giyside aranan ölçütler de o oranda fazlalaşıyor. Sözgelimi bebek giysileri bebek teninin hassas yapısı nedeniyle en düşük sınır değerleri ile ele alınıyor. Örneğin formaldehit için limit değer milyonda 20 ppm olurken bu, formaldehit içeren kumaş terbiye (apre) maddelerinin bebek giysilerinde kullanılamayacağı anlamına geliyor. Yine bebek giysilerinde kullanılan boyaların, ürünler bebek tarafından ağızda çiğnendiği veya emildiği takdirde tükürük ile renk vermeyecek özelliklere sahip olması gerekiyor.

Tekstil ürünlerinde en büyük tehlike, kanserojen etkili azo boyar maddeler. Bunun
ardından ağır metal ve kimyasallar geliyor. Azo Türkiye’nin 1995 yılında gümrük
birliğine girmesi ile yasaklandı. Ancak, bu yasaklı maddelerin kullanımının denetimi sağlanamadı. Üstelik azo boyar maddelerin dışında Avrupa ülkelerinin yasakladığı ancak Türkiye’de kullanımı hala serbest olan ve kanserojen etki yapan kimyasallarla ilgili ise henüz hiçbir düzenleme yapılmadı. İşte asıl büyük tartışma da bu noktada alevlendi. Bu ürünlerin arasında en tehlikelileri, Nikel ve Pestisitler. Nikel özellikle giysilerin düğme yapımlarında yoğun olarak kullanıyor. Özellikle bebek giysilerinde kullanılan düğmelerde nikel olmaması gerekiyor, çünkü bebekler ağız yoluyla bu düğmelere temas edebiliyor. Pestisitler ise üretim ve terbiye aşamasında kumaşa geçen zehirli maddeler. Bu madde de kanserojen etki taşıyor. İstanbul Onkoloji Enstitüsü’nden Profesör Erkan Topuz, bu maddelerin bağışıklık sistemini harap ettiğini belirterek
“Özellikle mide, meme, kolon ve karaciğer kanseri bu maddelerle tetiklenir” diyor.
PVC de dikkat edilmesi gereken diğer bir madde. Özellikle plastik baskılı tişörtlerde
bulunan PVC’nin bu tişörtleri en fazla kullanan çocuk ve gençler açısından izlenmesi gerekiyor. PVC deri ile temasta sertleşmeye neden olurken solunum yoluyla da akciğer ve yemek borusunu tahrip ediyor. Unutmayın günde 3 öğün yemek yiyoruz, ama 24 saat giysilerle temas halindeyiz. Artık renk veren, kaşıntı yapan, alerjiye neden olan giysilerle ilgili de hak aramaya başlamalıyız. Bu da demek oluyor ki satın aldığımız veya özel yaptırdığımız tekstil ürünlerinde ÖKO TEX 100 belgesi var mı araştırmalıyız.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.